Alışveriş sepetiniz boş!
Onun ölü yüzünü görünce, yaptığımın ne korkunç şey olduğunu anladım. Tanrım! bu korkunç olayı ben işledim. Canlı, hareketli, sıcak vücutlu bu kadını hareketsiz, mum gibi sarı, buz gibi soğuk hale ben getirmiştim. Bunu hiçbir zaman, hiçbir şekilde düzeltmek mümkün değil artık. Yaşamamış olan bu duyguyu anlayamaz!... "U! u! u!" diye birkaç kere haykırdıktan sonra sustu. Uzun zaman konuşmadan oturduk. Karşımda sessizce titreyerek hıçkırıyordu.- Beni bağışlayın... diye mırıldandı. Sonra sırtını bana çevirerek battaniyesiyle örtünüp sıraya uzandı. İneceğim istasyona geldiğimizde saat sekiz olmuştu. Vedalaşmak için yanına yaklaştım. Kıpırdamadan yatıyordu. Belki uyuyor, belki uyur görünüyordu. Elimle dokundum. Battaniyeyi yüzünden çekti, uyumadığı belliydi. Elimi uzatarak:- Hoşça kalın, dedim.Elini bana uzatırken belli belirsiz gülümsedi. Bu gülümseme içimde ağlamak isteği kabartacak cinstendi. Sonra dünkü sözlerini tekrarladı;- Evet, affedin...
Etiketler: Kröyçer Sonat, Lev Nikolayeviç Tolstoy, Kum Saati Yayınları