Alışveriş sepetiniz boş!
Tarihimi Çok Seviyorum
Tarihi hikâyeler, milli ve manevi kimliğimizi oluşturmamızı sağlar. Maalesef bugün tarih dokusundan ve manevi kokudan mahrum, boş, hedefsiz, değerlerine yabancılaşan bir topluma dönüşmekteyiz. Ünlü tarihçilerimizden Prof. Dr. Osman Turan’ın, “Milletlerin geleceği için tarih yazmak yapmak kadar önemlidir.” sözü tam anlamıyla gerçeği yansıtıyor. Çünkü, yapılan bir iş kayda geçirilmemişse mutlaka unutulacak ve amacından saptırılarak değişik yorumlamalara sebep olabilecektir. Ama, yazılan tarihin mutlaka okunması ve ibret alınması gerektiğini unutmamak kaydıyla! Bu arada, “Türklerin tarih yapmaktan yazmaya vakit bulamadıkları” görüşü de yaygındır. Özellikle eski dönem Türk Tarihi hakkında daha çok yabancı kaynaklardan bilgi alınabilmesi de bunu doğrulamaktadır. Ancak konumuz o değil. Biz bir tarih de yazmıyoruz. Yalnızca; yazılmış ve yazılmakla kalmayıp destanlaşmış olan şanlı tarihimizin sayfaları arasında dolaşmak, dolaşırken de sizlere arkadaşlık etmek istiyoruz. Hâl böyle olunca, birilerinin ortaya çıkıp; tarihimizi sevdirici çalışmalar yapması gerekiyordu. Bu çalışma, adından da anlaşıldığı gibi, engin tarihimizden derlediğimiz hikâye tadında damlalardan oluştu. Tarihe merak saran, Türk tarihini seven herkesin bu kitabı ilgi ile okuyacağını umuyor ve değer vereceklerine inanıyorum. Sinan YAĞMUR Artık şurası kesin gibi: Modernizm denilen küresel heyula hilkati zorlayıp bütün farklılıklarımızı, bütün değerlerimizi ve bütün zenginliklerimizi önemsizleştirerek bütün insanlığı tek bir potada eritmek ve tek tipleştirmek istemektedir. Ta ki hepimiz bütün insanlık "tüketim köleleri" olsun ve dünyanın efendilerinin makinelere bilgisayarlara ürettirdiklerini biteviye tüketsin. Sanki bize pazarladıklarını elde edebilmek için tereddütsüz her şeyini feda etmeye hazır bağımlılar gibi yapmak istiyorlar hepimizi. Bizim ne yiyeceğimize, ne giyeceğimize, neleri seyredip dinleyeceğimize ve nasıl bir 24 saat yaşayacağımıza artık onlar karar veriyorlar, biz uyguluyoruz Bunun için küresel bir sur üfleniyor ve hepimiz çağdaş tüketim mabedleri alışveriş merkezlerine koşuyor, en üst katlardaki sinemalarda ya da televizyonlarda efendilerimizin bizler için hazırladıklarını modeller üzerinde görüyor, canhıraş gayretlerle ve alt katlara iniyor, satın alıyor, alıyor alıyor, tüketiyor, tüketiyor, tüketiyoruz. Artık kendilerine benzemek için her şeyimizi feda etmeye hazır olduğumuz o modeller, şarkıcılar, sporcular şimdi bizim yeni kahramanlarımız. Bir zamanlar dünyanın farklı yerlerinde milyonlarca insanlar binlerce farklı kültürler bulunurdu. Renk renk, desen desen gökkuşağı ihtişamında değerlerimiz vardı. Her bir topluluğun, her bir kültürün kahramanları vardı ve birbirlerinden farklı idi. İnsanlar hayatlarını yaşarken kahramanlarını örnek alırlar ve onlara benzemeye çalışırlardı. Hiç kimseye bu yaptığınız taklit denmezdi. Belki gerçekte böyle bir kahramanlar da olmayabilirdi. Toplumsal tahayyül ortak değerleri yaşayan, ortak bir şahsiyet dahi üretmiş olabilir, bizde o kahramanlardan, o kahramanlarda bizlerden bir şeyler bulunurdu. Herkes hayaller kurar, her biri birer kahraman olurdu. Şimdi kahramanlarımız da hayallerimiz de tek tipleşti. Artık küresel kahramanlarımız var. Şimdi herkesin kendisine ait bir Hz Hamza'sı yok. Şimdi artık hepimizin Hz Hamza'sı Antony Quinn. Yeryüzünde tek biz kalsak buna direnmeliyiz. Ne kahramanlarımızı ne hayallerimizi dünyaları verseler değişmemeli, çocuklarımıza kendi kahramanlarımızı anlatmalı ve kendi hayallerini kurdurtmalıyız. İşte bu yüzden elimizdeki çalışma önem arz etmektedir. İşte bu yüzden "tarihimizi çok seviyoruz" O halde eğer şimdi yatma vaktiyse bu kitaptan her çocuk kendine bir kahraman seçsin ve yavrumuzun yatağının başucunda beraberce kahramanlarımızla hemhal olup, hayallerimizi zorlayalım. Direnelim. Prof. Dr. Azmi Özcan
Etiketler: Tarihimi Çok Seviyorum, Sinan Yağmur, Bahar Yayınları