Alışveriş sepetiniz boş!
Krizin eşiğinde bulunan büyük bir şirketin zirvesindeki yönetici ansızın sırra kadem basarsa ne olur? Personel, öğretmeni ortada görünmeyen bir sınıfa mı döner? Peki, başsız kalan bir yetişkinler ordusu böyle bir durumda nasıl davranır?
Romanın "danışman" unvanlı anlatıcısı söz konusu şirkette beş gün boyunca, insan ilişkilerini ve personelin ruhsal durumunu incelemekle görevlendirilmiştir. Şirketlere personelle yönetim arasındaki iş ilişkilerini iyileştirme konusunda hizmet veren özel bir birim için çalışan bu kişinin asli görevi yetki sahiplerinin işini kolaylaştırmak ve astlarının yönetime boyun eğişlerini daha katlanılır hale getirmektir. Görevi çerçevesinde çalışanlarla teker teker görüşmeler yapan "danışman", bu sırada hiç beklemediği tuhaf gerçeklerle yüz yüze gelirken, kendisini tam bir kaos ortamında bulacaktır.
Üstelik kendisine bu görevi veren Başkan esrarengiz bir şekilde ortadan kaybolmuştur. Başkan diye biri yok mudur yoksa? Şirketi çekip çeviren onun hayaleti, çalışanların üzerinde süzülen gölgesi olabilir mi? Zaten yazarın roman boyunca "anonim" bıraktığı bu zatı muhterem, emrinde çalışanların bile doğru dürüst tanımadığı bir kişi değil midir? Danışmanın, raporlarında dile getirdiği karmaşa ortamı, daha derinde yatan, gündelik hayata sinmiş, iyice kanıksanmış olduğu için artık dikkat bile çekmeyen bir karmaşanın karanlık yüzüdür ancak.
Aynı zamanda psikolog olan François Vigouroux, günümüz dünyasının belki de en önemli yarasına parmak basıyor: Bizler birer birey miyiz, yoksa dönen bir çarkın önemsiz dişlileri mi? Başsız kaldığımızda dağılmaya, yok olmaya mahkum muyuz? Hem nefret ettiğimiz hem de onsuz olamadığımız bir otorite mutlaka gerekli mi bize? İş dünyasına ironik bir bakış atan bu roman, eminiz ki herkese iyi gelecek.
Etiketler: Bizi Neden Terk Ettin Sayın Başkan, François Vigouroux, Ayrıntı Yayınları